Canalblog
Suivre ce blog Administration + Créer mon blog

egitimciler

19 juillet 2013

ÇOCUK HEYECANLARININ KARAKTERİSTİKLERİ

lan öykülerden sonra ırkulmaya başlandığı düşünülürse, öğ­renmenin duygusal gelişimdeki etkisi apaçık görülür.

Heyecanlar, çocukların toplumsal uyumlarını etkilemeleri açısından da özel bir önem taşır. Heyecanların bu konudaki etkinlikleri şöyle sıralanabilir:

  • Heyecanlar, çocukların yaşama bakış açılarını düzenler.
  • Heyecanlar, sosyal ve bireysel evrimde önemli rol oynar, sosyal etkileşimi sağlar.

9 Heyecanlar, bir iletişim biçimi şeklinde görev yaparken, zihinsel faaliyetler heyecanlan etkin şekilde uyarır.

  • Duygusal gerginlikler, motor becerileri ve yetenekleri bozabilir.
  • Heyecanlar, bedeni harekete hazırlar. Organizmanın için­de oluşan bir heyecan bile, bedeni harekete hazırlama­ya yeterlidir.
  • Heyecanlar, çocukların günlük deneyimlerini olumlu bi­çimde etkiler. «Öfke» ve «Korku» gibi birtakım heye­canlar bile* çocukları harekete geçirmesi nedeniyle, gün­lük yaşama canlılık getirir.

ÇOCUK HEYECANLARININ KARAKTERİSTİKLERİ

Olgunluk ve öğrenmenin duygusal gelişim üzerindeki etki­si nedeniyle, küçük çocuklarla daha büyük çocuklar ve yetiş­kinler arasında duygusal açıdan farklılıkların olduğu açıktır.

Belirli bir yaştaki tüm çocuklardan aynı heyecan biçimle­rini beklemek olanaksızdır. Çünkü çocukların olgunluk düzey­leri farklı olduğu gibi, kendilerine tanınan öğrenme fırsatları da sınırlıdır.

Çocuk heyecanları, yetişkin heyecanlarına oranla bazı fark­lılıklar gösterir. Genel hatlarıyla bu farklılıklar şu başlıklarda toplanabilir:

  • Çocukların heyecanları yaygındır.

® Bu heyecanlar sık sık görülen heyecanlardır.

  • Heyecanlar süreklilik göstermez.
  • Heyecan tepkileri, kişiliği ve bireyin özelliklerini yan­sıtır.

Bridges'in yaptığı incelemelere göre, ilk aylar sırasında

Publicité
Publicité
19 juillet 2013

SOSYAL GELİŞMENİN BOYUTLARI

lcnmcsi vc birlikte yaşamanın gerektirdiği kurallara uyabilnıe- sidir. Bu da zamanla oluşmaktadır.

SOSYAL GELİŞMENİN BOYUTLARI VE BU GELİŞİMİ ÖLÇME SORUNLARI

Psiko-sosyal gelişim, soyut olarak değil, bireylerin davra­nışları temel alınarak İncelenmektedir. Sözkonusu davranışlar, toplumsal davranışlardır. Genellikle gelişim kavramıyla anlatıl­mak istenen, amaca yönelik ve belirli bir zaman boyutuyla bağ­lı olarak görülen, belli bir düzen içinde birbirini izleyen deği­şikliklerdir (*).

Gelişimin kişiden kişiye farklılıklar göstermesi nedeniyle, standardize edilmiş bir ölçekle sosyal gelişimin ölçülmesinde bazı güçlüklér ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, gelişimin hızı ve çe­şitli yönleri, sosyal, ekonomik, kültürel ve çevresel koşullarca etkilenmekte olduğundan, bağımsız bir gelişim eğrisinin sap­tanması zor görülmekte, çeşitli kültürlere, sosyo-kültürel ortam­lara göre ayrı normların saptanması gereği ortaya çıkmaktadır. Ancak, ne olursa olsun, gelişimin evrensel olan ve belirli bir ilerleme gösteren yönlerini bulmak amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda sosyal gelişmeyi ölçmek üzere günümüze dek ge­liştirilmiş iki tip ölçek vardır. Bunlardan bir tanesi, «Derece­lendirme Cetvelleri» (Rating Scales), diğeri ise, birçok faaliye­ti, ilgi ve tavırları değerlendiren «Soru Listeleri» veya «Anket­lerdir. Bu ölçekler arasında en çok ilgi çeken ve kullanılan Doll' m «Vineland Sosyal Olgunluk Cetveli»dir. Bu sosyal olgunluk ölçeğinin başlıca amacı, «birbiri ardından gelen yaş basamak­larında, bireyin olgunluğunun genel bir görünüşü olarak sosyal yeterliliğinin değerlendirilişini sayısal olarak ifade etmektir.»

Marie Claude Hurtig ve René Zazzo (1), Henri Rousselle Hastanesi'ne bağlı psikoloji laboratuvarında, sosyal otonomi, sosyal uyum, sosyal zekâ düzeylerini ölçebilecek ve bireysel muayenelerde olduğu kadar, araştırmalarda da kullanılabilecek bir araca gereksinme duyduklarından, Doll’m «Vineland Sosyal

[1] Başaran, Prof. Dr. F., Psiko-Sosyal Gelişim (7-11 Yaş Çocukları Üzerinde Yapılan Bir Araştırma), Kalite Matbaası, Ankara, 1974, s. 17.

19 juillet 2013

Bireyin tüm yaşamı

Sosyalleşme, birçok karmaşık faktörün etkilediği bir olu­şumdur. Bireyin sosyalleşmesinden, bir anlamda, yaşadığı kül­türü ve dolaylı olarak bu kültürle bağlantılı diğer kültürleri öğrenmesi kastedilmektedir. Bir diğer anlamında ise, sosyalleş­me, kişinin, grubun kural ve değerlerine uymayı öğrenmesi, bu değerler düzenini benimsemesidir. Bu öğrenme, doğumdan ölü­me dek tüm yaşam boyunca devam eder ve bu süre içinde bi­reyin çevredeki insanlarla ilişkileri ve diğer çevre faktörleri sosyal uyumda önemli rol oynar. Çevresel etkenlerin yanı sıra, kişinin kalıtsal özelliklerinin de önemi küçümsenemez.

Sosyal gelişme, toplumsal davranışların kalıplaşmış alışkan­lıklar haline gelmesi değil, bireylere göre hareket etmeyi öğ­renmektir.

Bireyin tüm yaşamı, çevresine uyum sağlama çabası içinde geçer. Doğumdan başlayarak bir gelişim gösteren bu uyumda, bireyin içinde bulunduğu toplumun sosyo-ekoııomik ve kültürel etkisi büyüktür.

Bireyi, içinde bulunduğu doğal çevre kadar, bıı çevreyle birey arasında süregelen sosj'al çevre de etkiler. «Sosyal çevre» organize birey gruplarından, yani toplumdan ve bu toplumun ya­şama biçiminden, yani kültürden oluşur.

Bireyin kültür normlarına uygun tepkileri, onun öğrenme gücünün normal olduğunu gösterir (*).

Kültürel faktörlerin etkisi nedeniyle insan davranışında bir toplumdan diğerine farklılık görülür. Aynı farklılığa, toplum içindeki kuşaklar arasında olduğu gibi, sosyo-ekonomik sınıflar arasında da rastlanabilir.

Birey, toplumda hem prestij kazanmaya, hem de kendi ye­rini belirlemeye gereksinim duyar. Toplumsal uyum geniş öl­çüde bu gereksinimin karşılanmasına bağlıdır. Bu uyum ayrıca kişinin yetişkinlik yıllarındaki başarısını da etkileyecektir. Top­lumsal uyumun ölçüsü, bireyin çevresindeki kişilerle ilişkileri, grup çalışmalarına katılabilmesi, yapıcı olması, sorumluluk yük-

19 juillet 2013

SOSYAL GELÎŞÎM

elem ve haz farklılaşmış bir durumdadır. Elem, hazdan daha erken görülür. 3-6 aylar arasında «öfke» ve «korku» tepkilerine rastlanır. 1 yaşma doğru hazzm doyumla birleşmesi sonucu «sev­gi» oluşur (13).

F.* SOSYAL GELÎŞÎM

İnsan, biyo-kül türel ve sosyal bir varlıktır. Kültürel koşul­lar içinde sosyal ilişkiler, hem toplumun, hem kültürün, hem de bireyin yapısını etkiler. Bireyin tüm yaşamı çevresine uyum sağlama çabası içinde geçer. Bu uyum çabası doğumdan baş­layarak bir gelişim göstermektedir.

Toplumsal beklentilere uygunluk gösteren, kazanılmış dav­ranış yeteneği olarak tanımlanabilen sosyal gelişme, geniş an­lamda bireyin doğumuyla başlayan bir evreyi, dar anlamda ise günlük davranış gelişimini kapsar.

Daha yaygın bir tanımla, sosyal gelişme (toplumsal geli­şim), kişinin sosyal uyarıcıya, özellikle grup yaşamının baskı ve zorunluklarına karşı duyarlık geliştirmesi, grubunda ya da kültüründe başkalarıyla geçinebilmesi, onlar gibi davranabilme­sidir.

Psikologların kullandığı anlamda sosyalleşme terimi, geniş bir davranış ve oluşum alanını içerir. Sosyalleşme en başarılı şekliyle insan organizmasının çaresizlik ve tam bir bencillikle nitelenen bebeklik çağından, bağımsız bir yaratıcılıkla nitele­nen yetişkinlik dönemine geçmesiyle sonuçlanan bir öğrenme ve öğretme işlemidir, öğrenmenin yaııı sıra, şartlanma, katıl­ma ve alıştırma, sosyalleşmenin gerçekleşmesinde rol oynayan temel öğelerdir. İnsan yaşamının belki de en büyük başarısını, sağlam ve dengeli bir sosyalleşmeye kavuşması oluşturur.

Sosyalleşme, tarihsel gelişimin farklı dönemlerinde, her ev­renin kendine özgü sosyo-ekonomik değerleriyle inançlarım yan­sıtır.

Bir öğrenme olgusu olan sosyalleşme, bireyin çevresindeki norm ve değerlere uygun davranış biçimlerini kabul etmesi an­lamına gelir. Diğer insanları anlamak ve onlara uyum göster­mek, sosyalleşmenin önde gelen ölçüsüdür.

ÇP 4

19 juillet 2013

Emotional

E. DUYGUSAL (Emotional) GELÎŞİM

«Emotion» (emosyon) (*) sözcüğü, Latincedeki harekete ge­çirmek anlamına gelen «emovere» kökünden gelmektedir. Webster’s Sözlüğü de aynı kavramı anlatmak için bireyin ya­şamında bir canlanma, hareketlenme anlamına gelen «stirred-up» sözcüğünü kullanmıştır.

Bebek bazı duygusal davranış biçimleriyle birlikte dünya­ya gelmez. Tutumlar ve duygular zamanla oluşur, kazanılır.

Çocukların heyecanları konusunda yapılan çalışmalar, on- lardaki duygusal gelişimin hem olgunlaşma, hem de öğrenme sonucu oluştuğunu, bunlardan hiç birinin tek başına etkili ol­madığını ortaya koymaktadır.

  • Olgunluğun Rolii: Olgunlaşma süreci içinde zihinsel ge­lişim, bir uyarana uzun süre bağlı kalma, bir obje üzerindeki duygusal (emosyonel) gerginliği uzun süre yoğunlaştırabilme ye­teneğini kazandırır.

Yine hayal gücü, hatırlama ve unutma gibi zihinsel işlev­lerin gelişimi duygusal tepkileri etkiler.

İç salgı bezlerindeki gelişim, duygusal davranışın olgunlaş­masının temelini oluşturur. Adrenal bezi heyecanlarda etkin bir rol oynar. Bu bezdeki gelişimin ilk 5 yılla 11-16 yaşlan ara­sında hızlı olduğu görülür.

Heyecan davranışını taklit olanağı bulamayan, görme ve işit­me duyusundan yoksun kimseler üzerinde yapılan gözlemler, duygusal gelişimde olgunluğun önemihi ortaya koymuştur.

  • öğrenmenin Rolü: Çocukluk döneminde öğrenme, duy­gusal gelişim yüzlerinin oluşumunda etkin bir rol oynar. Bu öğrenme biçimleri, deneme-yanılma, taklit, özdeşleşme ya da koşullanma yoluyla gerçekleşir.

Aynı heyecan davranışı ifadesinin kültürden kültüre deği­şebildiği, bazı vahşi hayvanlardan ancak yetişkinlerin anlattık-

Publicité
Publicité
18 juillet 2013

Mesleğinin sorunları

ELEKTRİK ÖĞRETMENİ

TANIM
Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, elektrik meslek alanı ile ilgili eğitim veren kişidir.
GÖREVLER
Elektrik meslek alanı ile ilgili hangi bilgi, beceri, tutum ve davranışların, hangi yaş düzeylerindeki öğrenci gruplarına hangi yöntemlerle kazandırılacağı,  Elektrik öğretmeni, bu program çerçevesinde, - Eğitim vereceği grubun düzeyine uygun bir çalışma planı yapar, - Sorumlu olduğu atölye, laboratuar, işlik vb. yerleri sürekli olarak eğitime hazır durumda bulundurur. (Gerektiğinde kullanılan alet ve makinelerin bakımlarını ve basit onarımlarını yapar.) - Kendisine ayrılan ders saatlerinde planını uygulayarak öğrencilere alanı ile ilgili bilgi ve beceri kazandırır, - Öğrencilerin başarılarını değerlendirir, başarıyı artırıcı önlemler alır, - Eğitici kol çalışmalarında görev alarak öğrencilerin yeteneklerini geliştirici etkinlikler düzenler, - Öğrencilerin gelişimlerini izler, sorunlarının çözümüne yardımcı olur, - İşletmelerde uygulama yapan öğrencilerin çalışmalarını izler, ilgililere rehberlik eder, - Çevresindeki sanayi kuruluşları ile, işletmelerdeki gelişmeleri izler, ihtiyaçları saptar, bunların öğretim programlarına yansıtılması için ilgililere önerilerde bulunur, - Nöbetçi olduğu günlerde, okulun düzen ve disiplinini sağlamak üzere görev yapar, - Sınıf öğretmeni olarak, öğrencilerin alan ve ders seçmelerine yardımcı olur, yönetimle ilişkilerini sağlamaya çalışır.
KULLANILAN EĞİTİM MATERYALLERİ
Alanı ile ilgili meslek dersleri müfredat programı, yıllık ve günlük çalışma planları, not defteri, ders ve yoklama defterleri, öğrenci iş takip formu, ders kitapları, iş ve işlem yaprakları, bilgi yaprakları, meslek alanı ile ilgili çeşitli teknik yayınlar, atölye ve laboratuar donanımları, el aletleri, cihazlar, makineler ve eğitim setleri.
MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER
Elektrik bölümü atölye ve meslek dersi öğretmeni olmak isteyenlerin; - Üst düzeyde genel yeteneğe sahip, - Fen bilimlerine karşı ilgili ve bu alanda başarılı, - El ve gözlerini eşgüdümle kullanabilen, - Düşüncelerini başkalarına açık bir biçimde aktarabilen, - İyi bir öğrenme ortamı sağlayabilen, dikkatli, işine özen gösteren, - Mesleğinin sorunları ile ilgilenen ve çözüm yolları bulmaya çalışan, - İnsanlarla iyi iletişim kurabilen; sevecen, hoşgörülü, sabırlı, - Öğrencilerin duygu ve düşüncelerini anlayabilen, - Kendini geliştirmeye istekli, coşkulu, girişimci, yaratıcı kimseler olmaları gerekir.
ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI
Elektrik öğretmeni, görev yaptığı kurum ve kuruluşlarda derslik ve alanı ile ilgili atölye ve laboratuarlarda görev yapar. Görevini genellikle ayakta yürütür. Çalışma ortamı temiz olup zaman zaman gürültülüdür.
MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER
Mesleğin eğitimi çeşitli üniversitelere bağlı teknik eğitim fakültelerinin “Elektrik Öğretmenliği” bölümünde verilmektedir.
Tekniği, Güç Elektroniği Devreleri, Elektrik Tesisat Projesi, Kontrol Teorisi, Elektrik Santralleri, Enerji Sistemleri Analizi, Kontrol Sistemleri, Endüstriyel Kontrol vb. dersler verilmektedir. Öğrenciler eğitim sırasında okullarda uygulama yaparlar.
BENZER MESLEKLER: Elektrik mühendisliği, elektronik öğretmenliği.

18 juillet 2013

Büyüme Temposu

belli dönemlerde, yüzlerde (fazlarda) ya da farklı hız derece­lerine sahip «dalgalar» halinde gerçekleşmesi, yani bazen hızlı, bazen yavaş olmasıdır.

Büyüme temposunda çocuktan çocuğa farklılık olsa da, yani bazı çocuklar daha düşük, bazıları normal, bazılarıysa yüksek büyüme hızı gösterseler de, büyüme dönemleri düzenlidir ve önceden tahmin edilebilir. Bununla birlikte, her çocuk, geliş­menin kritik noktalarına erken ya da geç ulaşmada az çok de­ğişmez bir eğilime sahiptir.

Büyüme konusundaki araştırmalar, çocuklarda iki yavaş, iki hızlı olmak üzere dört belirgin büyüme dönemi olduğunu göstermiştir. Doğum öncesi ve doğum sonrasının ilk 6 ayı bü­yüme hızı yüksektir. Yaşamın birinci yılının sonunda büyüme yavaşlar ve bunu ergenliğe ya da cinsel olgunluğa kadar süre­gelen düzenli, fakat yavaş bir gelişim izler. Bu büyüme evresi 8-12 yaşları arasında görülür. Bu evreden 15-16 yaşlarına ka­dar olan dönemdeki hızlı gelişim «ergenlik fışkırması» olarak nitelenebilir. Bu dönemi olgunlaşma zirvesine kadar dikleşerek süregelen büyüme evresi izler. Bu dördüncü büyüme evresin­deki boy uzunluğunun ileri yaşlarda da aynı kalmasına karşılık ağırlik artabilir.

Büyüme dönemlerini şu ortak faktörler etkiler:

  • Uyum zorlukları: Hızlı büyüme dönemlerinin sürekli değişkenliğine uyum sağlayabilmek, duygusal ytk ' ~n rahatsız edicidir. Yavaş büyüme dönemlerindeyse, uvum' suet^amak çok daha kolaydır.        .               **#§1
  • Enerji düzeyi: Hızlı büyüme, enerji tüketici olduğun­dan, bu dönemlerde çocuklar çabuk yorulurlar. Bu da onları huysuz ve tedirgin yapabilir. Yavaş büyüme dönemlerindeyse, çocuğa oyun ve diğer faaliyetler için daha çok enerji kalır ve çocuk daha neşeli, birlikte yaşanması daha kolay bir davranış içine girer.

Beslenme gereksinmeleri: Yaşamın ilk iki ya da üç ayında ve ergenlik döneminde hızlı büyüme nedeniyle beslen­me gereksinimleri en üst düzeye ulaşır. Büyüme gereksinim­lerine göre yeterli miktarda ve gerekli türde gıdalarla besle­nemeyen çocuklar, yorgun ve huysuz olurlar. Oyuna ve okul

6 octobre 2012

Bohr oIusturduqu atomun kuantum kuramını

NieIs Henrik David Bohr (7 Ekim 1885, Kopenhaq – 18 Kasım 1962, Kopenhaq), DanimarkaIı ünIü fizikci.

Kuantum kuramının atom yapısının beIirIenmesinde iIk kez kendi adıyIa anıIan atom modeIini oIusturdu. Kuantum fiziqinin qeIismesinde 50 yıIa yakın bir süre öncü roI oynadı. Ayrıca atom cekirdeqinin "sıvı damIacıqı modeIi"ni qeIistirdi.

SöyIentiye qöre, Danimarka haIkının övünc duyduqu dört sey vardır: Gemi endüstrisi, süt ürünIeri, peri masaIIarı yazarı ve fizik biIqini NieIs Bohr. Bohr, biIqin kisiIiqi ve insancıI davranısIarıyIa, büyük hayaIIer pesinde kosan qencIere örnek ve esin kaynaqı oIan bir öncüydü. O, ne Rutherford qibi dıs qörünümüyIe ürkütücü ne de Einstein qibi "arabaya tek basına kosuIan at" idi.

2 octobre 2012

denemelere giren öğrenciler

zambak yayınları deneme sınavı sonuçları

zambak deneme sınav sonuçları

zambak yayınları deneme sınavı sonuçları 2012

Zambak Yayınları uzun zamandır deneme sınavı yapmaktadır.  Zambak yayınları deneme sınavı sonuçları her a güvenilir şekilde ölçülerek yapılmaktadır. Deneme sınavlarına milyonlarca öğrenci katılmaktadır. Yapılan sınavlar büyük çoğunluk tarafından gerçek sınavla eş olarak görülmektedir. Sınavlar genelde kaatimce zor. Ama müfredat ile paralel olduğundan gayet başarılı olarak kabul ediyoruz. Zaten denemelere giren öğrencilerin çokluğundan da bunu anlıyoruz. Ekip olarak çok başarılılar. Dershanelerin büyük bir kısmı zambak denemelerini kullanmaktadr. zambak deneme sınav sonuçları için tıklayınız. coşku değer  

2 octobre 2012

geometrik cisim

1.sınıf Geometrik Cisimler ve Nesneler

1. Aşağıdakilerden hangisi şekline benziyor?
2. Örnekteki gibi eşyaları geometrik cisim modelleri ile eşleştiriniz.
3. Aşağıdaki çadır, hangi geometrik cisme benziyor?
4. Aşağıdakilerden hangisi şekline benzemektedir?
5. Aşağıdakilerden hangisi şekline benzemektedir?
6. Aşağıdakilerden hangisi şekline benzemektedir?

, ,
Geometrik Cisimler ve Nesneler

İNDİR

Publicité
Publicité
1 2 > >>
Publicité
Archives
Publicité